Whatsap:0543 762 44 69  [email protected]

AVUKATLARIN SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

AVUKATLARIN SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
AVUKATLARIN SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

KAPSAM

Bir verinin avukatlık sırrı kapsamında değerlendirilebilmesi için, o verinin avukatlık mesleğini icra ederken öğrenilmiş olması gerekir.

Sırrın öğrenilmesi ile avukatlık mesleği arasında bir nedensellik bağının bulunması gerekmektedir.

    Bu kapsamda avukatlık mesleği nedeniyle kendisine danışanların veyahut müvekkillerinin her türlü şahsi, ailevi, ticari, kurumsal bilgileri sır olarak değerlendirilir. Aynı şekilde avukatın görev yatığı dosya ya da mahkeme dolasıyla karşı tarafa ilişkin öğrendiği ilgiler de meslek sırrı olarak değerlendirilir. Ancak sırrın açıklanmasında sır sahibinin muvafakati varsa veyahut sır sahibinin menfaati varsa avukat sırrı açıklayabilmektir. 

  • HUKUKİ DAYANAK

    Avukatın sır saklama yükümlülüğü 1136 Sayılı Avukatlık Kanunda düzenlenmiştir. İlgili kanununda avukatın davasını almasa bile kendisine danışana ait bilileri dahi meslek sırı sayması gerektiği, avukatın yardımcılarının, stajyerlerinin ve çalıştırdığı kimselerin dahi meslek sırrına aykırı davranmamaları gerektiği belirtilmiştir. Kanunda avukatın meslek sırı ile bağı olduğu, bu kapsamda tanıklıktan çekilme hakkını bulunduğunu, meslek sırrın süresiz olduğu, meslekten ayrılma durumda dahi bu yükümlülüğün ortadan kalkmayacağı belirtilmiştir.

    Aynı şekilde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 249 maddesinde “(1) Kanun gereği sır olarak korunması gereken bilgiler hakkında tanıklığına başvurulacak kimseler, bu hususlar hakkında tanıklıktan çekinebilirler. Ancak, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükmü saklı kalmak üzere sır sahibi tarafından sırrın açıklanmasına izin verildiği takdirde, bu kimseler tanıklıktan çekinemezler” hükmüne yer verilerek avukatın meslek sırrı kapsamında tanıklıktan çekinebileceği belirtilmiştir 

    5271 sayılı Ceza Muhakemesi kanunun 46. Maddesine Meslek ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinme hakkı düzenlenmiş ve Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi sebebiyle öğrendikleri bilgilerin bu kapsamda değerlendirileceği belirtilmiştir. 

  • SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN İHLÂLİNİN MÜEYYİDESİ
  • Cezai Sorumluluk

    Türk Ceza Kanunu’nun 258. maddesine göre“Görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne surette olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası” verilir. TCK m.6’ bağlamında, “kamusal görevin yürütülmesine” katılan kişi olarak avukatın bu suçu işlemesi mümkündür. 

  • Disiplin Sorumluluğu

Avukatın sır saklama yükümlülüğünü ihlâl eden eylemi, aynı zamanda disiplin kovuşturmasının konusunu teşkil eder. 


1136 sayılı Avukatlık Kanunu m. 36 hükmü, “Sır Saklama” başlığı altında bu düzenlemeye yer vermiştir. Madde hükmüne göre, avukatların, kendilerine tevdi edilen veya gerek avukatlık görevi gerekse Türkiye Barolar Birliği ve barolar organlarındaki görevleri dolayısı ile öğrendikleri hususları hususları açığa vurmaları yasaktır.
Avukatın sır saklama yükümlülüğü avukata müvekkili aleyhine tanıklıktan çekinme hakkı da vermektedir. Avukatların sır saklama yükümlülüğüne giren konularda tanıklık edebilmeleri, iş sahibinin muvafakatini almış olmalarına bağlıdır. Buna karşın, iş sahibi muvafakat etmiş olsa dahi avukat tanıklık etmekten çekinebilir ve işbu çekinme hakkının kullanılması hukuki ve cezai sorumluluk doğurmaz.